Soğuk kış aylarında cilt bakımı daha bir önem kazanmaktadır. Çünkü yağmur, kar, soğuk ve rüzgar cildimizi olumsuz yönde etkilemekte; zaman zaman da elde çatlamalara, yüzde de döküntülere yol açmaktadır.
Derideki çatlakları tedavi etmek amacıyla şunlar uygulanabilir:2 çorba kaşığı tereyağı; 1 çay bardağı zeytinyağında eritilir. Gerektiğinde deri çatlaklarına iyice sürülür.5 çay bardağı gliserine; 3 çorba kaşığı taze gülsuyu katılır. Çatlak yerler banyo yapılır.4 bardak suya; 1 avuç adaçayı konup, kaynatılır. Çatlayan yerler, ılık ılık banyo yapılır.Çatlayan yerlere bademyağı sürülür. 4 saat sonra ılık su ile yıkanıp, kurulanır. Aynı işleme, şikayetler kayboluncaya kadar devam edilir.Alman ve Amerikalı araştırmacıların yaptığı son çalışma, çay özlerinin, kanser tedavisi sırasındaki radyasyon terapilerinin cilde verdiği hasarı engellediğini ortaya çıkardı.Yeşil çay ve siyah çay üzerine yapılan araştırmada, çayın ciltteki radyasyonu 5 ila 10 gün arasında bir sürede azalttığı açıklanırken, hücrelerde oluşabilecek iltihap ve yaraları da iyileştirdiği ifade edildi..Araştımacılar, siyah çay özlerine oranla yeşil çay özlerinin iltihap ve hasarı azaltıcı etkisinin daha fazla olduğunu da açıkladılar.
Yeşil çayın , sadece içten değil dıştan da sağlık ve güzelliğe hizmet ettiği kesinlik kazandı. Bu çayın rahatlatıcı ve iltihap önleyici gücünün yanısıra cildi geren ve canlandıran bir özelliği olduğunu önce Uzakdoğulu kadınlar keşfetti. Son zamanlarda da Batılı kozmetik firmaları tarafından büyük ilgil gören yeşil mucize, evde hazırlanan karışımlarla güzelliğe güzellik, gençliğe gençlik katıyor.GÜÇLÜ ETKİYeşil çayın etki gücü, içinde bol miktarda bulunan polifenol maddelerinden kaynaklanıyor. Polifenoller, doğadaki zararlı maddeleri etkisiz hale getirerek, kişiyi olumsuz çevre etkilerinden koruma özelliğine sahip. Yeşil çayda ayrıca salgılamayı güçlendiren, hücreleri koruyan vitamin ve mineraller bulunuyor.EVDE HAZIRLANABİLİYORUzmanlar, yeşil çayın vücut maskesi olarak kullanıldığında cildi nemlendirerek gerdiğini, göğüsleri de etkili bir şekilde dikleştirdiğini belirtiyor. Ayrıca kullanılmış yeşil çay poşetleriyle gözlere yapılan kompresin, stres, uykusuzluk ve bilgisayara bakmaktan kaynaklanan göz ağrılarına birebir geldiğini de hatırlatıyor.Cildinizi tanıyor musunuz?...“Güzel görünümlü bir cilt, büyük değer taşır.” Ne kadar güzel bir yüze de sahip olsanız cilt bakımınıza özen göstermeniz gerekir.İşe cilt tipinizi tanımakla başlayın. Kuru, yağlı ve karma olmak üzere 3 tip cilt vardır.Kuru ciltlerin adı üstünde kuru, pul pul bir görüntüsü vardır. Yumuşak değildir.Yağlı ciltler ise parlar, pürüzlüdür. Sivilce yapmaya müsaittir.Eğer cildinizin alın, burun ve çene bölgeleri yağlı, yanak, göz etrafları ve boğaz kısmı kuruysa karma bir cilde sahipsiniz demektir.Cildiniz kuruysa, alkolsüz, yumuşak malzemeleri tercih edin. yüzünüzü sık sık nemlendirin ve pudralardan uzak durun.Yağlı bir cilde sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, sabun veya temizleyici ve suyla yüzünüzü sabah-akşam mutlaka yıkayın. Çünkü yağlı cilt kir ve tozları çok toplar. Cildiniz için “dengeleyici” özellik taşıyan nemlendiriciler kullanın.Çoğumuzun cildi karma özellik taşır. Bu tip cildi olanların kuru bölgeleri günde birkaç kez nemlendirmesi gerekir. Cildinizde yağlı ve kuru bölgeler tam olarak ayrılmamışsa süt kıvamındaki kremleri tercih edin.Vitamin maskesiMarul kurumuş derileri harekete geçirecek, C, A, B vitamini ve mineral tuzlar yönünden oldukça zengin bir sebze. Deride oluşan kızarıklıkların giderilmesi ve serinlemek için marul yapraklarından faydalanabilirsiniz. Bunun için 300 gr. marul yaprağını bir litre suda kaynatıp soğumasını bekleyin. Hazırladığınız bu karışımı günde en az iki kere, bir parça pamuk yardımıyla derinizin üzerinde gezdirebilirsiniz. Ayrıca marul yapraklarını yüzünüzde dolaştırarak vitamin maskesi yerine de kullanabilirsiniz.Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehtap Akın, ciltte meydana gelen bu çizgilenmelerin nedeninin, deriyi destekleyen bağ dokusunun aşırı kilo alınmasına dayanamayarak gerilmesi ve yırtılması olduğunu söylüyor.Dr. Akın konuyu şöyle anlatıyor: ‘‘Bağ dokusunda, derinin elastikiyetini sağlayan hücreler bulunuyor. Bu hücrelere fibril adı veriliyor. Aşırı kilo alınması sonucunda gerilen bağ dokusu fibrilleri yırtılıyor, elastikiyetini kaybediyor. Liflerin bozulduğu bölgede, özelliğini kaybeden derinin destek dokusu ortadan kalkıyor. Derinin alt tabakasıyla üst tabakası arasında bir boşluk meydana geliyor. Birden ve aşırı kilo alanlarda, yağ dokusu alttan basınç yaparak, bu elastik lifleri geriyor. Bir süre sonra, gerilime dayanamayan lifler koptuğu için çatlaklar oluşuyor. Ailevi yatkınlığı olanlar ile bağ dokusunun genetik yapısı uygun kişilerde daha sık görülüyor.’’Oluşmadan engelleyinÇatlaklar, en çok anne adaylarında görülüyor. Aşırı kilo almak ve karın bölgesinin hızla büyümesi deriyi geriyor. Bu basınca ve gerginliğe dayanamayan lifler bir noktadan sonra bozulup kırılıyor. Emzirme döneminde göğüsler normalden fazla büyüdüğü için, o bölgelerde de çatlaklar meydana gelebiliyor. Çatlak oluşturmaya elverişli ciltlerde, hamilelik süresince istenmeyen bu oluşumları engelleyecek krem ve jellerin uygulanması zorunlu hale geliyor.Ciltlerine önem veren kadınların, mutlaka koruyucu kullanmasını öneren Dr. Akın, bağ dokusundaki bu bozulmaların eskiden tedavisinin olmadığını ancak, son yıllarda üretilen ürünlerin bu tür sorunları ortadan kaldırdığını vurguluyor: ‘‘Çatlak tedavisinde, krem ve ampul şeklinde üretilmiş ürünler kullanılıyor. Ampüller, eski çatlakların tedavisinde olumlu sonuç veriyor ve 8 hafta sonra gelişmeler gözlemlenebiliyor. Çatlakları yıllar önce oluşmuş ciltlerin tedaviye cevap vermesi daha zor oluyor. Ancak, imkansız değil.’’Dr. Akın, bu kremlerin, bebeğin gelişim süreci olan ilk üç aydan sonra kullanılması gerektiğini ve gebelikte kullanılmasının herhangi bir yan etkisinin olmadığını sözlerine ekliyor.Kadınların korkulu rüyası olan bacak, karın ve göğüs bölgesindeki çatlakların önlenmesi artık mümkün. Ergenlik çağında ve hamilelik döneminde oluşan bu çizgilenmeler geliştirilen yeni yöntemler ve kremlerle durdurulabiliyor.Çizgiler sizi üzmesin!30'lu yaşlardan itibaren, zamanla derinleşerek yüze yerleşen çizgiler; kadınlarda yaşlanma sendromuna girmeye sebep olur ve beraberinde bir takım psikolojik meseleleri getirir. Halbuki; ortalama bir insan ömrünü dikkate aldığımız zaman, henüz hayatı yarılamamışken, bu gibi düşüncelere kapılmak doğru değildir.Cildinizdeki bozulmayla ilgili olarak bilmeniz gereken en önemli nokta; bakımsız cildin yıpranacağı ve zamanla kırışıklıklara zemin hazırlayacağıdır. Ancak; bakım, korunma ve beslenme özelliklerine dikkat ederseniz, cildinizin pürüzsüz halini kolayca sağlayabilir, uzun yıllar genç görünmeyi başarabilirsiniz!Hazırlanan araştırmalar, ciltteki çizgilerin oluşumunda hem doğal hem de dış etkenlerin sebep olduğu iki sürecin etkin rol oynadığını ortaya çıkarmıştır. Doğal süreçte, cilt yaşla birlikte işlevlerini kaybetmeye başlar, hücre yenilenmesi yavaşlar. Kolajen ve elastin liflerindeki azalmalar, dokular arasında boşluklar oluşmasına sebep olur. Cilt, hücrelerin yapısını bozan serbest radikallerle gereğince savaşamaz. Dış etkenler ise, cildin nem dengesini bozan güneş, kuru hava ve rüzgar ile; hücre yapısını olumsuz etkileyen dengesiz beslenme, uykusuzluk, sigara kullanımı gibi sağlıksız hayat tercihleridir.Nasıl oluşur?
Yeşil çayın , sadece içten değil dıştan da sağlık ve güzelliğe hizmet ettiği kesinlik kazandı. Bu çayın rahatlatıcı ve iltihap önleyici gücünün yanısıra cildi geren ve canlandıran bir özelliği olduğunu önce Uzakdoğulu kadınlar keşfetti. Son zamanlarda da Batılı kozmetik firmaları tarafından büyük ilgil gören yeşil mucize, evde hazırlanan karışımlarla güzelliğe güzellik, gençliğe gençlik katıyor.GÜÇLÜ ETKİYeşil çayın etki gücü, içinde bol miktarda bulunan polifenol maddelerinden kaynaklanıyor. Polifenoller, doğadaki zararlı maddeleri etkisiz hale getirerek, kişiyi olumsuz çevre etkilerinden koruma özelliğine sahip. Yeşil çayda ayrıca salgılamayı güçlendiren, hücreleri koruyan vitamin ve mineraller bulunuyor.EVDE HAZIRLANABİLİYORUzmanlar, yeşil çayın vücut maskesi olarak kullanıldığında cildi nemlendirerek gerdiğini, göğüsleri de etkili bir şekilde dikleştirdiğini belirtiyor. Ayrıca kullanılmış yeşil çay poşetleriyle gözlere yapılan kompresin, stres, uykusuzluk ve bilgisayara bakmaktan kaynaklanan göz ağrılarına birebir geldiğini de hatırlatıyor.Cildinizi tanıyor musunuz?...“Güzel görünümlü bir cilt, büyük değer taşır.” Ne kadar güzel bir yüze de sahip olsanız cilt bakımınıza özen göstermeniz gerekir.İşe cilt tipinizi tanımakla başlayın. Kuru, yağlı ve karma olmak üzere 3 tip cilt vardır.Kuru ciltlerin adı üstünde kuru, pul pul bir görüntüsü vardır. Yumuşak değildir.Yağlı ciltler ise parlar, pürüzlüdür. Sivilce yapmaya müsaittir.Eğer cildinizin alın, burun ve çene bölgeleri yağlı, yanak, göz etrafları ve boğaz kısmı kuruysa karma bir cilde sahipsiniz demektir.Cildiniz kuruysa, alkolsüz, yumuşak malzemeleri tercih edin. yüzünüzü sık sık nemlendirin ve pudralardan uzak durun.Yağlı bir cilde sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, sabun veya temizleyici ve suyla yüzünüzü sabah-akşam mutlaka yıkayın. Çünkü yağlı cilt kir ve tozları çok toplar. Cildiniz için “dengeleyici” özellik taşıyan nemlendiriciler kullanın.Çoğumuzun cildi karma özellik taşır. Bu tip cildi olanların kuru bölgeleri günde birkaç kez nemlendirmesi gerekir. Cildinizde yağlı ve kuru bölgeler tam olarak ayrılmamışsa süt kıvamındaki kremleri tercih edin.Vitamin maskesiMarul kurumuş derileri harekete geçirecek, C, A, B vitamini ve mineral tuzlar yönünden oldukça zengin bir sebze. Deride oluşan kızarıklıkların giderilmesi ve serinlemek için marul yapraklarından faydalanabilirsiniz. Bunun için 300 gr. marul yaprağını bir litre suda kaynatıp soğumasını bekleyin. Hazırladığınız bu karışımı günde en az iki kere, bir parça pamuk yardımıyla derinizin üzerinde gezdirebilirsiniz. Ayrıca marul yapraklarını yüzünüzde dolaştırarak vitamin maskesi yerine de kullanabilirsiniz.Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehtap Akın, ciltte meydana gelen bu çizgilenmelerin nedeninin, deriyi destekleyen bağ dokusunun aşırı kilo alınmasına dayanamayarak gerilmesi ve yırtılması olduğunu söylüyor.Dr. Akın konuyu şöyle anlatıyor: ‘‘Bağ dokusunda, derinin elastikiyetini sağlayan hücreler bulunuyor. Bu hücrelere fibril adı veriliyor. Aşırı kilo alınması sonucunda gerilen bağ dokusu fibrilleri yırtılıyor, elastikiyetini kaybediyor. Liflerin bozulduğu bölgede, özelliğini kaybeden derinin destek dokusu ortadan kalkıyor. Derinin alt tabakasıyla üst tabakası arasında bir boşluk meydana geliyor. Birden ve aşırı kilo alanlarda, yağ dokusu alttan basınç yaparak, bu elastik lifleri geriyor. Bir süre sonra, gerilime dayanamayan lifler koptuğu için çatlaklar oluşuyor. Ailevi yatkınlığı olanlar ile bağ dokusunun genetik yapısı uygun kişilerde daha sık görülüyor.’’Oluşmadan engelleyinÇatlaklar, en çok anne adaylarında görülüyor. Aşırı kilo almak ve karın bölgesinin hızla büyümesi deriyi geriyor. Bu basınca ve gerginliğe dayanamayan lifler bir noktadan sonra bozulup kırılıyor. Emzirme döneminde göğüsler normalden fazla büyüdüğü için, o bölgelerde de çatlaklar meydana gelebiliyor. Çatlak oluşturmaya elverişli ciltlerde, hamilelik süresince istenmeyen bu oluşumları engelleyecek krem ve jellerin uygulanması zorunlu hale geliyor.Ciltlerine önem veren kadınların, mutlaka koruyucu kullanmasını öneren Dr. Akın, bağ dokusundaki bu bozulmaların eskiden tedavisinin olmadığını ancak, son yıllarda üretilen ürünlerin bu tür sorunları ortadan kaldırdığını vurguluyor: ‘‘Çatlak tedavisinde, krem ve ampul şeklinde üretilmiş ürünler kullanılıyor. Ampüller, eski çatlakların tedavisinde olumlu sonuç veriyor ve 8 hafta sonra gelişmeler gözlemlenebiliyor. Çatlakları yıllar önce oluşmuş ciltlerin tedaviye cevap vermesi daha zor oluyor. Ancak, imkansız değil.’’Dr. Akın, bu kremlerin, bebeğin gelişim süreci olan ilk üç aydan sonra kullanılması gerektiğini ve gebelikte kullanılmasının herhangi bir yan etkisinin olmadığını sözlerine ekliyor.Kadınların korkulu rüyası olan bacak, karın ve göğüs bölgesindeki çatlakların önlenmesi artık mümkün. Ergenlik çağında ve hamilelik döneminde oluşan bu çizgilenmeler geliştirilen yeni yöntemler ve kremlerle durdurulabiliyor.Çizgiler sizi üzmesin!30'lu yaşlardan itibaren, zamanla derinleşerek yüze yerleşen çizgiler; kadınlarda yaşlanma sendromuna girmeye sebep olur ve beraberinde bir takım psikolojik meseleleri getirir. Halbuki; ortalama bir insan ömrünü dikkate aldığımız zaman, henüz hayatı yarılamamışken, bu gibi düşüncelere kapılmak doğru değildir.Cildinizdeki bozulmayla ilgili olarak bilmeniz gereken en önemli nokta; bakımsız cildin yıpranacağı ve zamanla kırışıklıklara zemin hazırlayacağıdır. Ancak; bakım, korunma ve beslenme özelliklerine dikkat ederseniz, cildinizin pürüzsüz halini kolayca sağlayabilir, uzun yıllar genç görünmeyi başarabilirsiniz!Hazırlanan araştırmalar, ciltteki çizgilerin oluşumunda hem doğal hem de dış etkenlerin sebep olduğu iki sürecin etkin rol oynadığını ortaya çıkarmıştır. Doğal süreçte, cilt yaşla birlikte işlevlerini kaybetmeye başlar, hücre yenilenmesi yavaşlar. Kolajen ve elastin liflerindeki azalmalar, dokular arasında boşluklar oluşmasına sebep olur. Cilt, hücrelerin yapısını bozan serbest radikallerle gereğince savaşamaz. Dış etkenler ise, cildin nem dengesini bozan güneş, kuru hava ve rüzgar ile; hücre yapısını olumsuz etkileyen dengesiz beslenme, uykusuzluk, sigara kullanımı gibi sağlıksız hayat tercihleridir.Nasıl oluşur?
Zaman, cilt dokusu üzerinde yıpranmalara ve yapı bozukluklarına sebep olur. Cildin üst katman kıvrımları gözle fark edilir şekilde derinleşir. Üst deri ile alt deri arasındaki sıkı ve bileşik yapı, alt derideki elastik liflerin azalmasıyla gevşemeye başlar. Kolajen lifleri ayrışır ve yataylaşır. Cilt, kasların çekme gücüne karşı dayanıksızlaşır ve yayılır. Mimiklerin sebep olduğu kırışıklar, kas kasılmalarına göre dikey olarak derinleşir. Deri altındaki yağ dokularının dağılımı farklılaşır ve cildin yanlamasına esnekliği azalır.
Zamanla derinleşir!Güneşin etkileri bu değişimin daha da vurgulanmasına ve cilt yüzeyindeki boynuzsu katmanın kalınlaşmasına sebep olur. Yaş ilerledikçe boynuzsu katman kurur, deri incelip elastikiyetini kaybeder ve sarkar. Yüz kaslarının fazla çalıştığı bölgelerde izler derinleşir. Dudak çevresinde, göz kenarlarında, kaşların arasında ve alında mimik çizgileri ortaya çıkar. Yüzün diğer tüm bölümlerinde ise güneşe maruz kalmaktan ileri gelen daha yüzeysel çizgiler görülür.Kozmetik tedavisi
Cildinizde zamanla meydana gelen bu değişimi önlemek için, öncelikle moralinizi iyi tutacaksınız ve cilt bakımınıza daha fazla önem vereceksiniz. Bunun için etkili iki yol var:Kıremler: Kırışıklık önleyici bakım kremlerinin işlevsel özellikleri içerikleriyle yakından ilgilidir. Bu aktiflerden biri olan retinol, A vitamininin daha saf ve asitsiz hali; yani hafifletilmiş bir türevidir. Sivilce ve siyah noktalara karşı tedavide özellikle kullanılan bu aktif, üst deri seviyesinde hücresel bölünmeyi ve değişimi hızlandırıp, deri yüzeyinde yenilenmeyi sağlar.Meyve asitleri: Bir diğer içerik, AHA yani meyve asitleridir. Bu aktif, düşük konsantrasyonlarda, ölü hücreleri yok eder, yumuşak ve taze bir cilt oluşturur. Orta ve yüksek konsantrasyonlarda ise kırışıkların azalması için elastin ve kolajen üretimini uyarır. Antioksidan özelliğe sahip askorbik asit ile C ve E vitaminleri de bu kremlerde yer alan etkin içeriklerdir. Cildin erken yaşlanmasında çok önemli rol oynayan ve hücrelere saldırarak onların yapılarını bozan serbest radikalleri yok eden bu aktifler aynı zamanda cilde direnç ve canlılık da kazandırır.Altın önerilerYüz egzersizlerini her sabah, makyajınızdan önce yapın. Bu sizi uyandıracak ve iyi bir gün geçirmenizi sağlayacaktır.Kaşlara ve boyun kısmına dikkat edin. Yaşlılığın ilk belirtileri bu bölgelerde başlar.Her gece makyajınızı temizleyin, yüz ve boynunuzu nemlendirin. Sabun ve fazla kireçli suyla makyaj temizliğinden kaçının. Bir makyaj temizleyici tercih edin.Nemlendirici ve besleyici bakımlar uygulayın.Güneşe çıkarken mutlaka koruyucu bir krem kullanın.Ağız çevresi çizgilerine karşı, gün içinde 10 kez üst üste "a, o, x" harflerini abartılı olarak telaffuz edin.Cildinizin okside olmaması için E vitamini ve beta karoten alın. Bunları nebati yağ, fındık, badem, tahıllar, süt, tereyağı, yumurta, siyah çikolata ve ekmek gibi gıdalardan da rahatlıkla karşılayabilirsiniz.Rahatlayın ve içinizdeki huzuru tekrar keşfederek hayatın zorlukları ve strese karşı koyun.Yeterince uyuyun ve düz uyuyun. Böylece boyun kırışıklarına engel olabilirsiniz.Sabah ve akşam, başınızı çevirerek egzersiz yapın.Dışarı çıkın, hava alın, gülün ve mutlu olun...Cildiniz kaç yaşında?Cildiniz ruhunuzu, sağlık durumunuzu ve hayat tarzınızı yansıtır. Testi uygulayın ve cildinizin gerçek yaşına ve ona uygun tavsiyelere ulaşın1- Yüzünüzü günde kaç kere temizlersiniz?Bir kere 1 puanİki kere 2 puanÜç kere 0 puan2- Güneşlenme alışkanlığınız nasıldır?Sık sık güneşlenirim 0 puanAra sıra güneşlenirim 1 puanHiç güneşlenmem 2 puan3- Yiyecek seçiminiz genellikle nasıldır?Dengeli beslenirim 2 puanDengesiz beslenirim 1 puanBol çeşitli 2 puan4- Yüzünüzdeki çizgiler ilk nerede başladı?Dudak çevresi 1 puanGöz çevresi 2 puanBoyun 1 puan5- Annenizin cildi nasıl?Hâlâ pürüzsüz 2 puanÇizgili 1 puanÇok çizgili 0 puan6- Sigara içiyor musunuz?Evet 0 puanHayır 2 puan12-11 puan arası: Cildiniz sizden daha genç. İç ve dış faktörlerden cildinizi iyi koruyorsunuz. Onun yaşayan bir doku olduğunu unutmadan aynı itinayı göstermeye devam edin.10-7 puan arası: Cildinizin yaşıyla fiziksel yaşınız aynı. Beslenmenize dikkat etmeli ve sigara, hava kirliliği, güneş gibi dış etkenlerden uzak durmalısınız. Nemlendiriciler her gün düzenli olarak kullanılırsa çizgilere karşı en büyük silahtır.6-0 puan arası: Cildiniz sizden daha yaşlı! Sabah ve akşam cildinizi temizleyin ve nemlendirin. Aynı zamanda onu güçlendirecek gıdalar tercih edin. Hücreleri yenilemek için A, C ve E vitamini alın.Havuç ferahlığındaVe işte karşınızda bir ‘‘Docteur Renaud Paris’’ haberi... Şöyle ki bu yaz sıcağında cildin nem ihtiyacını karşılamak için ‘‘havuç losyon, nemlendirici krem’’ bu Doktor Renaud Paris serisinde bulunuyor. Kolonyo ferahlığı, salatalık özleri de gene bu seride... Ferahlamak isteyenler için.Soğuk günlerde ellere korumaDÜNYACA ünlü Norveç kremi Neutrogena, soğuk kış günlerinde ellerinizi çatlamaktan korumak üzere, yeni bir formülle karşınızda. Norveç'in kutup balıkçılarının ellerini korumak için kullandıkları geleneksel bitkilerin karışımıyla elde edilen yeni formülüyle, Neutrogena El Kremi, on yedi saat boyunca kesintisiz nemlendirme sağlıyor. Sonuç: Bir tek tüp, yaklaşık 200 kez kullanılabiliyor...İncelmezse para yok...Vücudunu daha da güzelleştirmek isteyen Duygu Ulaş, eğer güzellik merkezinin verdiği garanti gerçekleşmezse seans başına 20 milyon TL. tazminat alacak. Türkiye’de ilk defa uygulanan Body Countour Wrap tekniğiyle vücudun 9 noktasından alınan ölçüler sonrası vücuda yosun karışımı sürülüyor. Daha sonra geniş bandajlarla sarılan vücuttan bandajlar çıkarılıp sıcak suyla temizlenerek aromaterapi yapılıyor. Yaklaşık 1.5 saat süren bu işlemler sonunda 16 ile 60 cm arasında incelme garanti ediliyor.Ramazan ayından faydalanan güzel manken Ulaş da bu zamanını yeni sezon için harcıyor. Perfect Woman Estetik Kliniği uzmanı Arzu Gündoğdu, bu yöntemle incelmenin yanı sıra vücuttaki çatlakların giderilip vücudun pürüzsüz görüntü kazandığını belirtti.Merkezde uygulanan teknikle incelmenin yanı sıra selülit ve çatlakların da giderildiği belirtiliyor.
Zamanla derinleşir!Güneşin etkileri bu değişimin daha da vurgulanmasına ve cilt yüzeyindeki boynuzsu katmanın kalınlaşmasına sebep olur. Yaş ilerledikçe boynuzsu katman kurur, deri incelip elastikiyetini kaybeder ve sarkar. Yüz kaslarının fazla çalıştığı bölgelerde izler derinleşir. Dudak çevresinde, göz kenarlarında, kaşların arasında ve alında mimik çizgileri ortaya çıkar. Yüzün diğer tüm bölümlerinde ise güneşe maruz kalmaktan ileri gelen daha yüzeysel çizgiler görülür.Kozmetik tedavisi
Kalçalarımda çatlaklar var
Aslında şişman değilim, zayıf bile sayılabilirim. Ama çok sıklıkla kilo alıp veriyorum. Bir arkadaşım sık kilo alıp vermenin bu çatlaklara neden olabileceğini söylüyor. 1.63 boyunda ve 48 kiloyum. Arkadaşıma göre bu çatlakların tedavisi mümkün değilmiş. Ben yine de yapabileceğim bir şeyler olduğunu düşünmek istiyorum. Eğer bildiğiniz bir ürün ya da merkez varsa uygun bir zamanda köşenize yer verirseniz, beni çok mutlu edersiniz.
İnce bir yapıya sahip olduğun halde, bu çatlakların oluşması gerçekten şaşırtıcı. Arkadaşının dediğini doğru. Çatlaklar sürekli kilo alıp vermekten ortaya çıkarlar, ama bu çok fazla kilolar için olabilir ancak. Örneğin hamilelik sonrasında ortaya çıkabilirler. Hamilelik sırasında 10-15 hatta 20 kilo alan hanımlarda karında ve kalçada böyle çatlaklar görülür. Bir de çok fazla kilo veren kadınlarda görülebilir. Ama sen 3-5 kilo alıp vermekten bahsediyorsun. Demek ki cildinin dokusu çok zayıf, esnek değil. Kolaylıkla çatlıyor. Kuru ciltli olmaktan da kaynaklanabilir. Önlemi almak mümkün, ama çaresiz de değil. Şimdi bir tür lazer tedavisi ile bu çatlakları yok edebiliyorlar. Ankara'da böyle bir merkez var mı bilmiyorum, ama İstanbul Bakırköy İncirli Hastenesi'nde cildiye bölümünde, çatlak ve lekelerin tedavi edildiğini duymuştum. Eminim Ankara'da da bu tedaviyi yapan merkezler vardır.
İnce bir yapıya sahip olduğun halde, bu çatlakların oluşması gerçekten şaşırtıcı. Arkadaşının dediğini doğru. Çatlaklar sürekli kilo alıp vermekten ortaya çıkarlar, ama bu çok fazla kilolar için olabilir ancak. Örneğin hamilelik sonrasında ortaya çıkabilirler. Hamilelik sırasında 10-15 hatta 20 kilo alan hanımlarda karında ve kalçada böyle çatlaklar görülür. Bir de çok fazla kilo veren kadınlarda görülebilir. Ama sen 3-5 kilo alıp vermekten bahsediyorsun. Demek ki cildinin dokusu çok zayıf, esnek değil. Kolaylıkla çatlıyor. Kuru ciltli olmaktan da kaynaklanabilir. Önlemi almak mümkün, ama çaresiz de değil. Şimdi bir tür lazer tedavisi ile bu çatlakları yok edebiliyorlar. Ankara'da böyle bir merkez var mı bilmiyorum, ama İstanbul Bakırköy İncirli Hastenesi'nde cildiye bölümünde, çatlak ve lekelerin tedavi edildiğini duymuştum. Eminim Ankara'da da bu tedaviyi yapan merkezler vardır.
0 yorum:
Yorum Gönder